gelecek mevzuu; loading...

13 Mart 2012

bilinçaltı kodlama ve subliminal mesaj

 Subliminal mesaj mevzuusunun etkileri ve amacına bakacaz. Bilinçaltı kodlama olayına dalıp, en gözde uygulama alanı olan  subliminal advertising arasındaki ilişkiyi açıklamaya çalışacaz. "Kaç adet seks yazısı ahlaksız bir toplum yaratmak için yeterli?" bunu tartışıp, yeni Dünya'nın sevişgen   son düzeni üzerine yorum yapacaz, başlayalım; 


   Şimdiye kadar "subliminal mesaj" iddiasına  yaklaşım nasıl oldu, subliminal mesaj dendiğinde akla gelen ilk neydi, bi bakalım;

Vay amısınaaaaa; yarrak varmışlan çizgi filmde?

Yahut;

 Ohaaa, sex yazısı gizlemişler, vay ibneler.

   Bu gizli penislerin ve sex yazılarının, yani subliminal mesaj içeren kommörşılların ilişkilendirildiği mevzuular; illuminati, siyonizm, masonic symbols, new world order, ahlak erezyonu etc...

   Şimdi bende çıkıpta; "lan lan lan bakın bakın; burda da yarrak buldum, şurda da sex yazıyoooo, orda da am var!!1bir."  demeyecem. Bloggerlarında ekmek kapısına döndü nitekim bu mesele,. millet götünü çırpa çırpa sex yazısı arıyo lan. O sex yazısını yahut yarrak resimini bulduğunda hayatında sırrını çözecek eleman,  ama ben pek mümkün görmüyorum bunu. Fight club’ı yahut V for Vendetta’yı izledikten hemen sonra, bir gecede kominist olmayı onaylamıyorum.

“Tüketim toplumu ov ye, ayık olalım.”

   Davranış bilimine göre algı-duyum ve ilgili bilimum mevzulara bi sürtünüyüm çok kısa; sonra lazım olacak. Buralar sıkıcı lan, biliyorum ama ilerde çok eğlenecez;

  Duyum; enerji değişimlerinin sinir akımı haline dönüştürülerek algılanmasıdır..

  Algı;  kaydedilen uyarımın beyin tarafından örgütlenip yorumlanarak anlamlı hale gelmesidir.

  Algıda değişmezlik;  nesnelerden gelen uyarıcıların, duyu organları üzerindeki etkisinin göreceli olmaması. Tabak üstten bakınca yuvarlak, yandan bakınca elips olmaz, bu bir şekil değişmezliği. Aynı şekilde; şifreli kanala tek gözünü kapayıp bakınca şifre çözülmez. Bacaklarının arasından bi ağaca bakarsan, ağaç renk değiştirmez. Buda renk değişmezliği.

  Algıda örgütlenme; uyarıcıların anlamlı bir bütünlük kurmasını açıklar. Sevdiğin bir şarkıyı dinlerken melodisiyle mırıldanırsın yada sözlerini söylersin demi? sol sol do re sol mi mi falan diyen olmaz pek.

  Örgütlenme ve değişmezlik algının yorumlanması mevzusunda bir eşik oluşturur, tam burda algının kesinliği tartışılır hale gelir.

  * Müller – lyer illusion şeyini duymuşunuzdur, önemi; algının hatasız olmayacağını ıspat etmesi, algıda örgütlenme ve yorumlama eşiğinin alenen altedilebileceğini gösteriyor olması.

Vatevır;

  Subliminal mesaj’ın tanımında algılama eşiğinin altında kalacak şekilde mevzunun sözkonusu reklama yahut, hernereye iliştirilmek isteniyorsa oraya monte edildiği varsayılır. Varsayılır diyorum, çünkü subliminal mesaj konusu, psikoanaliz testleriyle kesin olarak kanıtlanmış değildir, bir nevi sikimsonik teori diyebiliriz. Teori, konunun algılanma konusunda belirli bir eşiğin altında kalmasını ve yorumlanmasının imkansız hale gelmesini varsayıyor.

    Bende diyorum ki; "Aga madem algılamamı istemiyon ne için koyyon oraya buraya apık sapık şeyler?" Oda bana diyor ki; "Şimdi değil moruk, zamanı gelince algılayacaksın, belkide eğleniyorumdur senlen ne biliyim."

  Eğer algılanmasını istenmeyen şey, koca bir penis yada bir "sex" ise bu tanım geçerli olabilir evet. Tam burda, subliminal mesajın tanımını da kimlerin yazdığı ortaya çıkıyor. Yani sex yazısını koyanlar, aynı zamanda subliminal mesajın tanımını yapanlar. Bunu farkedip adını subliminal mesaj koyanlar değil. Uff paradoksa bakar mısın amk. devrelerim yandı.

Şimdi yukardakiler ışığında asıl mevzuya geçelim; amaç.

  Bizim memlekette genelde bunun "ahlak erezyonu" için bilinçli olarak yapıldığı düşünülür ve; “Amarikanın oyunu bunlar!” derler.  Yani düz mantıkla, içine "sex" yazısı iliştirilmiş 3-5 çizgi film izleyen bebelerin gelecekte eli daşşağında gezen, aklı fikri zikri sikiş olan hatta sevişmek için an kollayan bir neslin fertleri olacağı yönünde.

 Ulan benimde işte burda anlamadığım bir nokta var; "savaşma seviş" diye bir slogan uydurulduğuında üzerine şarkılar yazılıyor, herkes memnun oluyor ama;  hemen hemen aynı işlevlikte olduğu öngörülen sex yazısına sıra geldiğinde; "aboooov ayık olak!". Ne güzel mesaj vermiş adamlar, nesi var la bunun?  Olaya bide burdan baksana, sürekli sevişen bir nesil mi istersin yoksa birbirini kesen biçen bir nesil mi? Yoksa her ikisinide yapmayan mı?

 Ben sevişgen nesli tercih ederdim. Sex mevzusunu ciddiye alacaksak eğer, ben diyebilirm ki; gerçekten büyük bir kıyak var bebelerimizin geleceği için. Keşke tvler  daha çok çizgi film yayınlasalardı biz ufakken.

  İlkokuldaykene,  bir kağıda; “AYI” yada “EŞŞEK” falan gibi şeyler yazıp; sınıfın en saf elemanının sırtına yapıştırdınız mı hiç? Ben çok yaptım bunu. İnanılmaz keyif alırdım. Eğer "SEX" mevzusu sağa sola iliştiriliyorsa gerçekten(ki buna az sonra bakacaz), benim o yıllarda aldığım keyifle çizgi filmlere meme resmi koyanların aldığı keyfi birbirine çok benzetmemek için bir nedenim yok, onuda ekleyim.

  Bilinçaltı kodlama mevzuuna dalmadan, bu aşağıdaki "The Lion King (1994)" filminde mesaj taşıdığı öne sürülen kare, buyrun;


   Bu yurkardaki kare, subliminal mesaj adına en bilindik mevzulardan biri. Bunu ben ufakken izlemiştim, envai çeşit filmin olduğu harddiskimde de varmış  film. "Bendekinde de "SEX" yazacak mı acep?" dedim baktım bi, contrastı falanda arttırdım iyice, mevzu bahis sahne saniyenin onda 2 si gibi süre ekranda kalmakta, bende bu kadar belli olmadı açıkcası.

  Donald Wildmon denen huylu bi adam, bu "SEX" subliminalini "The Lion King"de ilk farkeden kişi. Walt Disney Pictures'in bu suçlama karşısında yaptığı açıklama ise, Michigan Daily'den,  Caroline Hartmann'a şu şekilde;

"Çizgi tasarımcılarımız, SEX değil, SFX yazarak bir nevii takımın imzasını atmak istediler filme. SEX olarak algılanmasını normal karşılıyoruz, bu nedenle onu oraya yazan elemanı şutladık. Herkesten özür, kib bye."

 Disney hiç siklemedi, ceza meza falanda almadı zaten. Bu mevzuyu aklınızda tutun, gelecem buraya.

  Şu yandaki Coca Cola logosunun işitmediği azar yemediği fırca kalmadı subliminal mesajlardan yana. Olayın boyutunu biraz değiştirecem tam burda; 1886 da kurulmuş firma, 1892 den bu yana ise logosu ana hatlarıyla aynı. 1892 de böylesi büyük pazara hitabetmeyen şirketin o zaman ki elemanları eminim ki şöyle bişey dememişlerdir;

  “Lan yarın bigün bu dünyaca ünlü bir içecek falan olur, şöyle subliminal mesajlar içeren alengirli bişey olsun logomuz, tersten bakınca bişey olsun düzden bakınca bişey olsun.”

   Bunu o zaman demiş olmaları, demeyecek olmaları anlamına gelir mi? Ona bakalım; bi uçuş firması reklam hazırladı; “77 santimin kıymetini oturanlar bilir.” falan filan diye. Bak bak bak lan, nasılda alenen ilgi ve gündem amaçlı bi reklam yapmışlar demi?

   Bunu bizimkiler heralde ya çok iyi beceriyolar yada hiç beceremiyolar. Olayı basite indirgeyelim; bu reklam konuşuldu, tartışıldı, vay amk dedirtti. Yalnızca tv de yada afişler kalmadı değil mi? Beleş reklam, reklamın afişten çıkmasıyla oluyor demek ki. Bir itici güç lazım; am göt meme üçgeni. Basite gidek dedikti demi, şu aşşağdaki fotoya bakalım;

  Buzun içinde, penise aval aval bakan bir hatun silüeti var. Bariz demiyorum, çünkü ben cidden farketmemiştim. Hala bize öyle geliyor olabilir, aklımız fikrimiz böyle şeylerde olduğundan.  Basit, çok basit düşünek yukardaki 77 cm’in ışığında;

  Coca Cola, reklamlarının birine, primetimeda herhangi bir memlekette dönmesi için  saydırdığı para ne kadardır ve bu reklamlardan sağladığı fayda nedir? Bunu bilmiyorum ama ben şunu gönül rahatlığıyla diyebilirim;

  Coca cola; “Burda yarrak ve bi karı görünüyo, coca cola’da subliminal mesajlar vaağrr.” Diyenler sayesinde kaç milyon dolara eş beleş reklam yaptı acep? Bak bende bloguma koydum bu sayede.  Çok ilginç ama durum sanıldığı gibi karışık değil.

  Böylelikle en azından kendim adına, subliminalin benzer uygulamarını yapanlar için önemini anlayabiliyorum, örnek çok bunun gibi. Google Trends ile, Coca Cola subliminal’i yoklayıp; search volume index ile şirketi ihya edecek kadar reklam yaptığını anlayabiliyoruz. Aynı şey diğer markalar içinde geçerli, search volume mevzusu subliminal aramalarında bir çok dünya yıldızını bile geriye bırakıyor.  Bakalım;

Şöyle bişey olmuşmudur acep;

"Oppsss! Recep, sex yazdığımızı anladılar ürünlere, derhal çekiyoruz piyasadan derhal..."

  Tekrar yukarda, Disney Company'nin Lion King hususundaki tavrına dönelim; Disney malı nasılda masaya vuruyo demi? Aslan Kral ilk miydi Walt Disney için, değildi. Sonda olmadı zaten. Şu ünlü penisli saray konusunda da, tıpkı üstteki örnektekinin çok benzeri bir açıklama geldi; "Çizerimiz dikkatli davranmamış ve bu yanlış anlaşılmaya neden olmuş, özür. Grşrz cnm"

Meali;

 "Ben sikimin doğrusuna giderim arkadaş, noolmuş penis varsa?" 

    Nereye gelecem, lan  birisi çok fena idiot ama kim? Walt Disney Company’nin herhangi bir ürünü için "subliminal içerik" taşıdığı iddası ortaya atılıyor,  bir sonraki yıl başka bir ürüne "sex" yazısı, sonraki ay başka  bir çizgi filmde penis eskizi, daha sonra yine sex subliminali iddası. Ulan amın oğlu esteban, bu suçlamalar yapıldıkça adam neden ısrarla aynı hatayı yapmaya devam ediyor sence? Sen sikişken ol diye mi?  Harry Potter mevzusuna hiç girmiyorum zaten, uzamasın dahada buralar, ilerisi önemli.

 1923'teki, Alice's Wonderland dan  bu yana aynı mevzular.

Anlatabildim mi?

  Alice in Wonderland, Wizard of Oz ve Charlie's Chocolate Factory'nin pornografik hikayelerden uyarlandığını sonra bi ara ele alırım, şimdi mevzu bu değil ama bunu bilmeyeni sikiyolar, nerede bu işin bilinçaltı?

  Şuna sürtünüyüm bi toparlamaya yardımcı olsun diye; "Osman bak, toblerone çikolatanın logosunda çok gizli bi ayı buldum, ilk farkeden ben olmalıyım; herkese diycem herkese." mantığı ile yukardaki coca cola subliminal örneği benzer; subliminal advertising e giriş yapacaz bu noktadan.

  * Şimdi hiç girmek istemediğim bir mevzuya zorunlu yatay geçiş yapıyorum, yukarı paragrafta anlatılmak istenen kapılmışsa aşağıdakide kapılır;

   "illuminati" ve "yeni dünya düzeni" konusunda izlediğiniz videolar ve “ayık olun” mesajları sayesinde kafalarda büyüyen herkesin daşşak geçtiği  “gizli örgüt” temasını düşünün. Biraz metafor; tvde dizi akışı sırasında bir ürünün reklamı çıktığında tepede "bu bir reklamdır" anlamında bişey olur, yada "sanal reklam uygulaması vardır" vs. yazar. Sen bunun bi reklam olduğunu anla diye yapılmaz bu,  yasalarla belirlenmiştir.

  Peki, ya bu bir reklamdır yazısı olmaz ve reklam unsuru göze sokulmak için ruhsal irritasyon uygulanırsa ne olur?

    Kendisiyle bu biçim daşşak yapılmasına, yazılar yazılıp şarkılar söylenmesine göz yumduğu gibi; her türlü dikkati göze alarak bir çok hollywood filminede imgesini yerleştiren über süper düper gizli örgüt. Vay amısınaaaaaa!

   Sen aslında "illuminati vaaaağrrr ayık olalım" derken çoktan reklamını bedavaya getirdiğin yeni dünya düzeni mevzusuna  yağdanlık yapıyorsun. Dilimin ucuna geldi yine şu laf;

Kısacası; illuminati sendin aşkım.

The greatest trick the Devil ever pulled was convincing the world he didn't exist. (The Usual Suspects)


"Şeytanın en büyük hilesi, aslında var olmadığına insanları inandırmakmış." Bizim şeytanın ise ilginç bir tarzı var, o tam tersini yapıyor bir nevii.

Bu işte çok ekmek var ama uzatırsam kendimle çelişirim. Yeterli.

* Subliminal Paranoya;

Şöyle bişey vardı, tv de çıktı 2 dakkalık;


  Subliminal paranoya derken ne demek istediğim anlaşıldı galiba. Videonun sonundaki omletteki sex yazısı gerçekten ibretlikti. Eleman 8 yıllık araştırma yapmış bunun için. 8 yılım olsa böyle şeye harcarmıydım lan?  Benim için bu haberin bi anlamı var; araştırma yapıyorum ayağına, aldığı ödenekle 8 yıl boyunca çizgi film izlemiş bir adamın olduğudur.

  Bu "ahlak erezyonu" şüphesi konusunda yeterince açık bir örnek. Bebesine çizgi film izlemeyi yasaklayan insanlar var, bende ne kadar pislik adamım, 14 yaşındaki kardeşime zorla South Park izletiyorum.

   Yandaki resimde bu mevzu üzerine, üstünde 2 adet sex yazan omlete oranda daha güzel bir örnek, sex subliminal görseli ve Facebook. Gönül rahatlığıyla diyebilirm ki; ben bu Facebook un açılış ekranıyla; çük, am, göt, ve nice 3 harfi ingilizce kelimeler başta olmak üzere yazabiliyorum, tamamen algıda seçicilik mevzuu.  Beni en fazla etkileyense,  çince; "seni seviyorum" yazabilmek oldu. Sizde deneyebilirsiniz. Şundan da eminim, paintle sex yazan bu arkadaş kadar zorlanmadım.

  Bide bişey sormak istiyorum lan; buraya kadar okuyup azdın mı? Peki ahlakının elden çıkmaya başladığını falan düşünüyo musun? Neden soruyorum, çünkü buraya kadar tam 22 defa "sex" kelimesi geçti bununlada 23 oldu. hatta yetmezmiş gibi birde akrostiş yaptım ilk satırlarda;


  Eğer bi kıpırdanma olduysa onlar haklı, olmadıysa ben haklıyım. Bu kadarda düz bi adamım.

Vatevır;

Toparlayıp, bilinçaltı kodlamaya geçecem çok uzatmayak;

  "Subliminal mesaj" ne lan? "Subliminal reklamcılık"tır o iyi düşün. Nitekim eğer olaydı, "ahanda penis var, ahanda karı var, ahanda sex var" diye konuşmuyor olurduk demi?  Ama insanın doğasında var kendini daşşak oğlanı yerine koymak, illüzyonistlerin numero yaptığına inanmak istemeyişimiz gibi bişey buda. Merak ve ilgi bu konunun bokunun çıkmasında başrol oynuyor. Nasıl mı? Soldaki fotoğraf. Subliminal mesaj severlerin başucu resimlerden biri kendisi, W.D'nin yediğini, içtiğini, sıçtığını saydık zaten, ama bu işin 1 asırlık profesyoneli var karşımızda; t-shirtün Walt Disney Official ürünü olduğunu ıspatlayana blogu tüm aksesuarlarıyla beraber devredecem. 

  Arayan bulur efendim, işin gücün yoksa heryer sana "sex". Aşşağıdaki video baya uzun, sonra bi ara izlersin; eleman uğraşmış bulmuş, bulmanın koymak kadar kolay olmadığını biliyoruz nasılsa.


  Kendi yerleştirdikleri için güzel çalışma, buldukları içinse nefis bir reklam fırsatı. (izleyin azda olsa, ne demek istediğimi anlayacaksınız.)

* Subliminal Advertising;

  Subliminal mesaj  ve  reklam mevzusu arasında kurduğum ilişkiyle, yukarda çaktırmadan azda olsa bahsettim Subliminal Advertisingden, şimdi açalım biraz.

  1957 yılında James Vicary denen bi piyasa araştırmacısı, reklamcılık konusunda ilginç fikirlerini uygulamaya koydu; bilinçaltı reklamcılık.(subliminal advertising) Naaptı?

  Daha önce tanımladığımız, yukarlarda bahsedilen algı eşiği konusunu kafaya takıp, eye-blink analysis denen, görülen fakat algılanma eşiğini geçmeyen uyaranları sinemada izleyici üzerinde denedi. Danışmanlığını yaptığı sinema salonunda filmlerin bantlarına, 0.03 saniyelik mısır ve kola görüntüleri yerleştirdi.  Benim ulaşabildiğim konu ile ilgili tek görsel şu alttaki;


  Yalnızca 5 aylık bir sürede, kola ve mısır satırşarının % 50 ye kadar arttığını gözlemledi. 1958 yılında numarayı keşfedenlerin olduğundan kıllandı James. 1962 yılında ise bu hileyi itiraf etti.

  Vicary’nin uygulamasının kesinleşmesinden sonra 1960 larda bu uygulamanın etik olup olmadığı tartışmaları başladı.  Çeşitli bölgelerde çeşitli iddalar ortaya atıldı ama hiç biri ıspatlanamadı. Ispatlansa ne olurdu? Bi sik olmazdı, subliminal advertising yasalaraca bir problem  yaratmıyor asıl tartışma etik olup olmadığı.  Böylece "subliminal mesaj" konusunda Walt Disney Company'nin deli cesaretinin nedenini de bir kez daha anlamış oluyoruz.

*  Bu uygulama ortaya cıktıktan sonra, reklamcıların mevzuyu unutacağını düşünmek gerçekten saflık olurdu demi?  "Subliminal advertising"in uzun vadede gerçeklenmesinin en güzel yolu, görsel reklamlarla yapılacak olan, bilinçaltı kodlamaydı.

Örnekleyek;

  Coca Cola içen fıstık hatunlar,  ellerinde biralarla her an sevişmeye hazır  gençler, sigara içen yakışıklı iş adamları. 

  Bu yakışıklı, karizmatik, kaşı-gözü-döşü kıllı sigara içen iş adamlarının yerini,  90 larda hatırlayacağınız gibi cowboylar aldı. Parola; algıda seçicilik için cinsel imgeleme,  özendirici-imrendirici içerik ve "rol model".
            "Wow, bu sigara gerçekten godamanların işi lan, onlar gibi görünürüm heralde içersem."


                        "So cool, bende alsam elime böyle yakışır mı acep? hmmm Neden olmaya?"
                                                         
                                                            Coca Cola,  1940'lardan;

  Subliminal advertising’in etik olmadığı yönündeki tartışmaların sona ermesi, "reklam"ın bilinçaltının ta kendisi olmasına kadar sürdü kısacası. Sorsan hedef kitle derler gerçi bunada.

Vatevır;

   Şimdi tekrar James V.’nin subliminal metoduna dönelim, oğlum olursa adını kesin James koyacam; gerçekten Jameslerin kafası inanılmaz çalışıyo lan; James RandiJames Cameron, James Brown, James Hydrick...

  James Vicary'nin uyguladığı sübliminal yöntem bişey anımsattı demi; Fight club. Hepimiz tüm ölçüleri ile biliyoruz maalesef o taharetsiz çükü, şöyle bişeydi;


  1999 yılına kadar subliminal olgusunu bilmeyen elemanın bu filmi izledikten sonra yaptığı ilk iş; gidip en yakın marketten bi sigara alıp Tyler Durden pozu vermek ve hemen ardından hayatın sırrını çözdüğünü iddia etmek oldu;

“Aslında biz yohuz olm.”

  Gelmiş geçmiş en iyi bilinçaltı örneğinin kendi memleketinde 30 yıla yakın tv de döndüğünden habersiz, hayatın sırrını Fight Club’taki taharetsiz peniste aradılar. Daşşak yapar gibi bi halim var yine biliyorum ama yok. Sadete geliyorum; en kral subliminal örneğiyle tanıştırıyım sizi; Süt Kardeşler (1976) - Ertem Eğilmez.

 * Bu aşağıda, filmin full versiyonu var, 2:33'e dikkat edelim;


  O neydiii gııız?  Bulması kolay değil biliyorum, öyle olsaydı şimdiye kadar lafı muhakkak yapılırdı ben söylemeden. Şöyle bişey çıktı demi;


    Hehehe, bu bir hata muhtemelen; belkide değildir, bilemiyiciğim.Hata 2000 lerin başlarında düzeltilmiş. Bu işin üstadı, aynı zamanda eski makinist bi abime sordum; "Nedir bu abi, yapıştırma mı var, kesme biçme mi, yoksa bu illuminati oyunu mu?" 

   Görüntü girmeden ve hemen çıkmadan oluşan gri lekeler, "Süt Kardeşler"in pekte süt olmadığı yönünde ipuçları vermekte.

  Yıllarca döndü bu film tv de lan?!  Hayal meyal hatırlıyodum ama, bana öyle geliyodur falan demiştim sonofkahya bahsettiğinde.  Neyse sonra izledik, "eneeee harbiden lan?" Jeton düştü tabii.

Heheh, iyi eğlendim, neyse toparlayım bitirek;

   James Vicary’nin uygulaması ilk olduğu için önemliydi, bu gibi örnekler kısa bi googlelamayla çoğaltılabilir lakin; yakın zamanda benzer bir örneğin olmamasını; bilinçaltı kodlama konusunun, menfaat mevzusu için subliminal advertising doğrultusunda ne kadar güzel işlediğinin ıspatı olarak görüyorum.

     Şunuda ekleyim; yine gömülü sex yazısı barındıran, konunun en üstündeki resim;  "bakın bakın subliminal mesaj var" diye ortaya atılan en ibretlik resimlerden biridir, lakin bu resim; August Bullock adında subliminal mevzulara çokca kafayı takmış bir elemanın bizati örneklendirme çizimidir. Kitap; The Secret Sales Pitch.

Ağzım kurudu, yeter bu kadar.


Aldım gıdınızdan.

pictures retrieved from; onewomanmarketing.com, uludagsozluk.com, discountcigarettesbox.blogspot.com, barbadosfreepress.wordpress.com, fx.worth1000.com, adreampuppet.blogspot.com.